Çeviri Eleştirisi

Çeviri Eleştirisi Nedir?

Bir eseri ana dilinde okumak, yabancı dilde okumaktan daha zevklidir kuşkusuz. Ancak, her çevirmenin çevirdiği esere kendine özgü bir tat verdiğini de kabul etmeliyiz. Bu nedenle bütün yayınevleri, aynı çevirmenlerle çalışmamaktadır. Çünkü her çevirmen, esere kendinden bir şeyler katar. Bu noktada kaynak eserin gördüğü işlem dikkate değerdir. Eser özünden kopmuş mudur? Eserin verdiği mesaj açık mıdır veya gizli bir mesaj açığa mı çıkarılmıştır? Eserin ana dildeki kelime oyunları bozulmuş mudur veya hedef okuyucu metni tam olarak anlamış mıdır? İşte bu gibi sorular, çevirmenlerin birbirinden ayrılmasını sağlamaktadır. İşte size çeviri eleştirisi örneği ve değerlendirmesi…

james joyce
James Joyce

Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi, James Joyce

Bu gibi soruların cevaplarını, James Joyce’un en bilinen eserlerinden Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi ile bulmaya çalışacağız. Bu eseri, farklı dönemlerde üç çevirmen Türkçeye kazandırdı. Bu çevirmenler: Murat Belge, Fuat Sevimay ve Veysel Çetin’dir. Birbirinden değerli olan bu çevirmenlerin bazı noktalarda benzerlik yakalarken bazı noktalarda tamamen birbirlerinden ayrıldığı görülür.

Çeviri Eleştirisi Örneği

Öncelikle James Joyce’un Ulysses’inde de birçok olağan dışı kullanım vardır; bu nedenle Joyce çevirileri her zaman daha risklidir ve uğraştırır. Bu eserde de Joyce’un metni bebek diline hem dilsel hem de metnin bilişsel düzeyinde indirgemesi göze çarpan bir etkendir. Çevirmenlerin stratejileri arasındaki farklar, metnin başlığı ve takibindeki Latince bir alıntı ile başlıyor. Burada Sevimay’ın alıntıyı aynı bıraksa dahi bir dipnot ile açıkladığını görüyoruz. Aslında bu dipnotlar, Sevimay’ın tüm eser boyunca kullandığı stratejinin bir parçası olarak karşımıza çıkıyor. Belge’ye dönersek alıntı formunu aynı şekilde korumuş. Belge’nin de kaynağı koruma çabasını yani ağırlıklı olarak yabancılaştırma stratejisi uyguladığını gözlemleyeceğiz. Veysel Çetin ise alıntıyı tamamen çıkarmış. Bu eserde bebeğin kullanabileceği dil bilgisel yapıyı, farklı kelime seçimlerini yakalamak ve risk almak önemlidir. Bu açıdan bazı örneklere değinebiliriz. “…his father looked at him through a glass” kullanımında yazarın dolaylama ile gözlüğü anlattığı açıktır. Ancak Sevimay, dipnot kullanarak “kastedilen gözlüktür.” şeklinde bir açıklamaya başvurmuştur. Bu noktada Venuti’nin metnin anlaşılır olması ilkelerini takip ederken Berman’ın kaynak metnin özgünlüğü bozan “açıklık” engeline takılı kalır. Ayrıca yazarın yaptığı dolaylı söz oyununun büyüsü kaybolmuştur. Devamında ise “He sang that song” cümlesi gelir. Burada Sevimay ve Çetin, “song” için “şarkı” kullanımını seçerken Belge “türkü” demiştir. Çevirileri, yapıldığı zaman içinde değerlendirmek önemlidir ve Belge, bu çeviriyi 1966 yılında yapmıştır. Türkü o zamanlarda sıkça şarkı yerine kullanılmaktadır. Ayrıca Sevimay, metinde genel olarak masal formuna yaklaşmıştır. Kaynak metnin aksine cümleleri kurallı ve akıcı hale getirmiştir. Yani Berman’ın “yüceltme” engeline takılarak normalleşmiştir. “They were Eileen’s father and mother. When they were grown up he was going to marry Eileen.” cümlesinde Sevimay’ın normalleştirme çabası ile ilginç bir anlatım bozukluğu meydana gelir. “Onlar Eileen’in anne ve babasıydılar. İkisi de büyüdüğü vakit Eileen ile evleneceklerdi.” Sanki anne-babası, Eileen ile evlenecek anlamına varılır ve çeviride mantıksızlık ortaya çıkar. Stratejiler arasında en göze çarpanlardan birisi, Belge’nin kullandığı bariz bebek dilidir. “…insanın yüreği hasta olabilirse eğer” Bu cümleyi bir yetişkinin kurmayacağı açıktır. Sevimay ve Çetin’de her ne kadar bu cümle üzerinde benzer kullanımlar sergilese de hiçbirinin Belge kadar gerçek bir çocuk dili ve zihnini yansıttığını göremiyoruz. Bu nedenle Belge’nin karakterin zihnini de yansıttığını söylersek yanlış olmaz.

çeviri eleştirisi
çeviri eleştirisi

Kaynak metinde “Stephen felt his own face red too, thinking of all the bets about who would get first place in elements, Jack Lawton or he.” şeklinde devrik ve basit cümleler ile karşılaşıyoruz. Çünkü Joyce, bir çocuğun anlatımını göz önüne alarak dil bilgisi yapısını basit düzeye indirgemiş. Antonio Berman’ın yabancılaştırmasını uygulayan bir çevirmenin cümleyi aynen devrik bırakması beklenir. Murat Belge, “Stephen kendi yüzünü duyar gibi oldu, kim birinci gelecek diye girişilen bahisleri hatırlayınca,” diye çevirerek cümleyi kaynaktaki formunda bırakıyor. Böylece yazarın dilsel oyunlarını yansıtmaya çalışıyor ve Berman’ın bahsettiği “açıklık” engeline takılmıyor. Ancak Sevimay’a döndüğümüzde cümleyi tanımakta güçlük çekiyoruz. Cümleyi daha elegan ve sade olarak açıklamaya çalışmış. “Stephan, başlangıç sınıflarının birinciliğini Jack Lawton mı kendisi mi alacak diye girilen bahisleri düşününce,” Veysel Çetin ise Sevimay’ın yaklaşımına benzer şekilde bir çeviri ortaya koymuştur. Yani okuyucunun metni yalın bir şekilde okumasını amaçlamıştır.

Sonuç Olarak…

Özetlemek gerekirse bu üç çeviride, Murat Belge’nin sık sık Berman’ın ilkeleri ile bağdaşık bir tutumda olduğunu ve yabancılaştırmacı, yazarı ve kaynak kültürü aktarmaya çalışan tutumunu gözlüyoruz. Ancak onun neredeyse zıttı bir şekilde karşımıza çıkan Fuat Sevimay, sık sık devrik cümleleri düzeltme, normalleştirme, akıcı bir çeviri sunma gibi Venuti’nin yerlileştirmeci tavrını ortaya koyuyor. Veysel Çetin’in ise iki tarafın da görünüşlerini benimsediği açıktır. Bu nedenle çeviri eleştirisi yaparken çevirilerin yapıldığı zaman, belirlenen stratejiler, kaynak ve erek okuyucu kitlesi gibi birçok unsur göz önünde bulundurulmalıdır.

Çeviri Çözümleri